uçuruma sürüklenen birine yardım etmek
onunla yaklaşık 10 yıldır tanışıyoruz, tanıştıktan 3-4 yıl sonra ondan hoşlanmaya başlamıştım. 3 yıl önce sevgilim oldu. tanıştığımızda lisedeydik, şimdi otuzlu yaşlarımıza yaklaşıyoruz. tüm sırlarımı bilen, beni tamamen olduğum gibi kabul eden, her derdimi dinleyen, hastalıklarımı bilip de beni öyl
onunla yaklaşık 10 yıldır tanışıyoruz, tanıştıktan 3-4 yıl sonra ondan hoşlanmaya başlamıştım. 3 yıl önce sevgilim oldu. tanıştığımızda lisedeydik, şimdi otuzlu yaşlarımıza yaklaşıyoruz. tüm sırlarımı bilen, beni tamamen olduğum gibi kabul eden, her derdimi dinleyen, hastalıklarımı bilip de beni öyle kabul eden tek kişi, bir şekilde aşık olduğum insan.
ama hayata karşı sorumsuz ve umursamaz. tam bir sır küpü. ilişkisini ciddiye almaktan aciz. maddi manevi anlamda ilişkinin yükü hep bende oldu. üniversiteden sonra aşırı yüksek özgüveni, gereksiz derecedeki ukala ve muhalif bakış açısı nedeniyle işsiz güçsüz, aylak bir insana dönüştü. ben de bir değişim görmediğim ve tahammül de edemediğim için defalarca bağımı koparmaya çalıştım, yapamadım.
şu an yavaş yavaş hatalarının farkına varıyor, bana hak veriyor ama toparlanamıyor, depresyonda da olabilir, korkunç bir uçuruma sürükleniyor. ileri yıllarda alkolizm, suça karışma ihtimali vb şeyler bile söz konusu olabilir.
dün gece fena halde sarhoş olmasını engelleyemedim, evine ben bıraktım, ayakta duramyordu, gözünü açamıyordu, onu hiç öyle görmemiştim. o açılmamasıyla meşhur benim için tam bir sır olan telefonu bile bende kalmış.
haline üzülmek ile kızmak arasında gidip geliyorum. bir yanda kaç yıldır hayatımda ve yanımda olan kişi, bir yandan da yaptıklarında savunulacak taraf yok. şimdi tamamen bırakırsam ve daha kötü olur ise vicdan azabı çekeceğim. bırakmazsam o uçuruma beni de sürükleyebilir. ne yapmalıyım ya da ne yapmaya gücüm yeter kestiremiyorum. karar veremiyorum. her türlü yoruma açığım...
0
oncelikle kadin mi erkek mi? ona gore motive edecek bazi oneriler verebilir ve pozitif aliskanliklar gelistirmesine yardimci olabilirsin.
her durumda bir sekilde duzgun beslenmeli, spor yapmali, nihayetinde sorumluluk almayi ogrenmeli...
bir ise girip calisamayacak kisiligi olabilir fakat bu kendi isini yapmayacagi anlamina gelmiyor, kendine uretken bir faaliyet bulabilir yeteneklerine gore ve onla ugrasir, yetenegim yok diyorsa cok calismak zorunda, buna razi olsa iyi olur, boyle durumlarda bir cok insanin verdigi ilk tepkiler "muhafazakar" oluyor. haline o kadar alismis ki oradan cikamiyor.
buna ragmen degerli bir insansa israrla ve empatiyle bu durumdan onu kurtarabilirsin. muhtemelen hayatinin amaci yok, bunu bulmasina yardimci olabilirsin.
bazi guzel kitaplar var senin ve onun okumanizi tavsiye edebilecegim. biraz pedagoji, psikoloji, sosyoloji ve ekonomi okumalari yapmaniz faydali olur kisisel gelisim acisindan.
scott peck - az secilen yol
Ahlakın Soykütüğü - Friedrich W. Nietzsche
İyinin ve Kötünün Ötesinde - Friedrich Wilhelm Nietzsche
Özgürlükten Kaçış - Erich Fromm
Kendisini Savunan İnsan - Erich Fromm
A New Earth - Eckart Tolle
The selfish gene - richard dawkins
daha tonla kitap var. fakat bu kitaplari bir kere okuyup kenara atmakla olmaz. cunku zamanla anlayisimiz derinlesiyor, baska kitaplari okumadan once baska ve sonra arada baglanti kurup altmetinleri anladigimiz zaman bambaska bir derinlikte oluyoruz.
once burnumuzun dibindekini fark edip vay canina ne kadar zekiyim diyecek, sonra o birikimin ne kadar buyuk oldugunu fark edip kendinizi bir hic zannedecek, sonrasinda da kendinizin bir hic degil fakat kendiniz kadar ve insanligin da surekli artan bir birikiminin oldugunu fark edeceksiniz. ego ile benlik alginiz arasindaki bagi zayiflatip keserseniz, gecmis ve gelecek yerine su anda yasarsaniz, mutsuzlugun sizde olmadigini anlayacaksiniz.
ogrenme hic bitmeyen bir ihtiyac, bir an evvel yola cikip yoldan ayrilmamakta fayda var.
butun bunlar kisinin kendisi tarafindan gerceklestirilmesi gereken ogrenme surecleri, kimseye bir sey ogretemezsiniz unutmayin. cok sk olmasa da zaman zaman bu konularda konusabiliriz ilgiliyseniz. kolay gelsin.
0
tepki koy. evet insanları olduğu gibi kabullenmek,yargılamamak doğru fakat değer verdiğin insanın göz göre uçuruma gitmesine izin veremezsin bazen hepimiz bizi birilerinin sarsmasına ihtiyaç duyarız. 10 sene sonrasına dair bir tablo çiz onu nerede görmek istediğini ama bu gidişle nerede gördüğünü anlat. kimse istemediği şeyleri yapmak zorunda değil ama önemsemediği şeylerin yaşamın yapı taşları olduğunu fark ettir. 30 yaşındasınız hayatınızın neredeyse yarısı geride kaldı bile eski ortak arkadaşlarınızdan bahset muhtemelen hepsi ya evli barklı çocuk sahibi ya da üniversite yüksek lisans iş vs. yi aşmış insanlar... hayata geç kaldığını göster, kendini sorgulattır ona. ama bunları yaptıktan sonra da yapayalnız da bırakma. pat diye iş bulmak kolay değil elbette ama çaba sarf etmesi bir adım olur bence.
0
aradim aradim yok
(
22.12.13)
Başka fikri olan var mı ???
(27 yaşında, erkek. Düşündüğümde belki erkek olduğu için daha da zor hayatı, toplumsal normlar ve roller vs...)
0
Kendinize bir bakın, neyi kaldırabilirsiniz, neyi kaldıramazsınız; kırmızı çizgilerinizi bir belirleyin.
"İlişkinin yükünü hep ben taşıdım" diyorsunuz, ona da biraz yük yüklemeyi deneyin. Genelde sorumluluk hissi insanda kendine güven vermeye meyledebilir, aylaklığı üstünden atmasını sağlayabilir. Biraz yükle bakalım ne yapacak, siz de biraz arada dinlenin. Isırma, tokat atma gibi uyaranları deneyin. Belki de tüm yükü sizin üstlenmeniz onu hantal yapmıştır.
Benim kafamdaki soru şu olurdu: Sevgilim gerçekten elinden geleni yapıyor da mı bu halde, yoksa sorun tamamen mi kendinden kaynaklı? Ben olsam, elinden geldiğini yaptığına inanıyorsam "Hadi, cehennemin dibine kadar. Önce çıkan yanar" derdim. Ama elinden geleni yapmadığını düşünüyorsam, öehhh derdim.
0
sözlükten bir kız tanırdım yıllar önce. sözlükten başıboş bir adama aşıktı. seninle aynı yaşlardaydı sanırım, aynı şeylerden şikayet ederdi. madem öyle bırak derdim, aşığım derdi. sonra umudu kesti, bıraktı, evlendi. mantığın seni bir yerde doğruyu yapmaya sürükleyecek.
0
allahımm bu kadar süredir bağımız kopmadı demeseniz bu benim eski sevgilim diyebilirim, o derece.
5 yıl mücadele ettim, kendimi erteledim, hayatıma kimseyi sokamadım, o ise bir vardı bir yoktu ve hatta çoğunlukla da "yoktu."
en sonunda annemle konuştum, "physcos, bu çocuğa sen değil ben yardımcı olucam ama bana tek bir anını anlatacaksın ve o anıda çocuğun sana bir iyiliği dokunmuş olacak, ne olduğu hiç önemli değil, moralin bozuk olduğu bir zamanda arayıp da "ya canın sıkkın senin hadi gel iki dolaşalım" dedi mi mesela?" dedi. ve vazgeçmem için o oldu diyebilirim. şimdi ise kafama tüküreyim niye daha önce vazgeçmedim diyorum.
0
physcos physcos
(
24.12.13)